Balıkesir Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Uzlu, kedilerde de görülen koronavirüse dikkat çekip, son dönemlerdeki bilimsel araştırmaların koronavirüsün mutasyonu sonucunda ortaya çıkabilen Feline İnfectious Peritonitis (FIP) oranının kedilerde yüzde 30’lardan yüzde 90’a yükseldiğini açıkladı.
İnsanlarda ve hayvanlarda görülen koronavirüsün birbirinden tamamen farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Uzlu, “Kedilerde Alfa genetik tipi, insanlarda Beta tipi var. Şu ana kadar kediden insana ya da insandan kediye bir bulaşın söz konusu olmadığı, bu konuda tanımlanmış bir vaka olmadığı görüldü” dedi.
DHA’da yer alan habere göre hayvanlarda ilk 1930 yılında akut solunum yolu enfeksiyonu olan bir tavukta tanımlanan koronavirüs, 2020 yılında tüm dünyayı etkisi altına aldı. Bu konudaki araştırmalar sürerken, ‘Feline Enteric Coronavirus’ adı verilen ve kedilerde de görülen hastalığın arttığına yönelik verilere ulaşıldı.
Koronavirüsün mutasyonu sonucu kedilerde kalıcı hasara neden olan veya ölümle sonuçlanabilen FIP görüldüğünü dile getiren Prof. Dr. Uzlu, FIP’in kedilerde görülme oranının yüzde 30’lardan yüzde 90’a yükseldiğini açıkladı.
Koronavirüsün hayvanlar üzerindeki etkilerinin bilindiğine değinen Prof. Dr. Uzlu, “Özellikle endüstriyel hayvancılıkta, buzağılarda, yine pet hayvancılığında, evcil hayvanlarda köpekler ve son yıllarda artan bir sıklıkla kedi popülasyonunda, kediler üzerinde yine aynı aileden olan koronavirüsün yaratmış olduğu değişik hastalıkların, farklı hastalık belirtilerinin veya hastalık tablolarına oldukça aşinayız” ifadelerini kullandı.
“Hastalık özellikle kedilerde mutasyonel bir güce sahip”
Prof. Dr. Uzlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Koronavirüs, RNA virüslü bir aile. Bu kendisine birtakım avantajlar sağlıyor. Hastalık özellikle kedilerde mutasyonel bir güce sahip. Diğer hayvan türlerinde basit ishale sebep olabilen bu virüs, kedilerde de basit bir ishale sebep olabileceği gibi mutasyona uğrayarak, kan hücrelerinin içerisinde organlarda sıvı toplanması, organ yetmezliği, organ tutulumu gibi ölümcül bir hale gelebiliyor. Son yıllarda sosyal yaşantımızda evlerde kedi nüfusumuz çok arttı. Pandemiyle birlikte bu nüfus katlandı. Ev korunaklı gibi görünse de bu hayvanlarda da koronavirüs ve koronavirüsün mutasyonu sonucunda ortaya çıkabilen FIP vakaları sıklıkla artış göstermeye başladı.”
“Kediler bu hastalığı atlatsa da ortalama 18 ay taşıyıcı oluyor”
Koronavirüsün, Alfa, Beta, Gama, Delta olarak 4 tane ana genetik farklı kiti olduğunu söyleyen Prof. Dr. Uzlu, insanlarda ve hayvanlarda görülen koronavirüsün birbirinden tamamen farklı olduğunu belirtti. Prof. Dr. Uzlu, “Kedilerde Alfa genetik tipi varken, insanlardaki hastalık yapan genetik tipi Beta. Birbiriyle hiç alakası yok.
Şu ana kadar kediden insana ya da insandan kediye bir bulaşın söz konusu olmadığı, bu konuda tanımlanmış bir vaka olmadığı görüldü. Koronavirüse ait etkenleri kediden temas yoluyla alabiliriz ama vücudumuza giren koronavirüs etkeni bağlanabileceği doku organda bir protein noktası yakalayamayacağı için hastalığa neden olma şansı yok. Taşıyıcı duruma da geçmiyoruz çünkü biz onu alıyoruz, biyolojik olarak sonuçta vücuttan atıyoruz.
Ayrıca kedi sayısının fazla olduğu durumlardan birbirlerine hastalığın daha sık bulaştırdıkları görülse de evde tek başına yaşayan kedilerde koronavirüs ya da FIP vakaları bildirildiği biliniyor. Kediler bu hastalığı atlatsa da ortalama 18 ay taşıyıcı olduğu görünüyor, taşıyıcılığı ömür boyu da sürebiliyor” açıklamalarında bulundu.