Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) her yıl düzenli olarak hazırladığı Kara Rapor’un altıncısı yayımlandı.
-
Raporda, “Türkiye’de nüfusun yüzde 92’sinden fazlası hala Dünya SaÄŸlık Örgütü standartlarına göre kirli hava soluyor” denildi
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) her yıl düzenli olarak hazırladığı ‘Kara Rapor’un altıncısı yayınlandı.
Fosil yakıtlara bağımlılığın en önemli çevresel bedellerinden birinin hava kirliliği olduğu belirtilen raporda, ilk kez meme kanseri ile hava kirliliği arasındaki ilişki ortaya konuyor. Türkiye’de nüfusun yüzde 92’sinden fazlasının hala Dünya Sağlık Örgütü standartlarına göre kirli hava soluduğu kaydedilen rapora göre, havası en kirli ve buna bağlı ölüm oranının en yüksek olduğu il Hakkari.
Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Deniz Gümüşel, ağır sanayi bölgelerinde hava kalitesinin düzenli takip edilmediÄŸini belirterek, “Temiz hava hakkı, saÄŸlıklı bir çevrede yaÅŸama hakkının önemli bir bileÅŸeni. Ancak hava kalitesinin izlenmesi verimliliÄŸi düşük. Özellikle fosil yakıt kullanan bölgelerde izleme yetersiz” dedi.
Prof. Dr. Gamze Varol, hava kirliliği ve meme kanseri arasında artan bilimsel kanıtlara dikkat çekerek, PM10 ve PM2,5 artışının kanser riskini artırdığını vurguladı.
- Ayrıca, hava kirliliÄŸinin Türkiye’de 2022’de 70 bine yakın ölüme yol açtığı belirtildi.
- Hakkari, PM2,5 düzeyleri nedeniyle en fazla ölüm yaşanan il oldu.
- İstanbul, İzmir ve Bursa ise nüfus yoğunluğu nedeniyle en çok ölümün görüldüğü şehirler.
Rapora göre, Türkiye genelinde istasyon sayıları artsa da verim düşük, bazı sanayi bölgelerinde hiç PM10 ölçümü yapılmamış. Ä°zmir’de ise hava kalitesi tehlikeli seviyelere ulaÅŸmış durumda.
Çözüm önerileri
Raporda, Türkiye’de hava kirliliğinin ve buna bağlı sağlık sorunlarının yol açtığı ölümlerin azaltması için şu önerilerde bulunuldu:
- Türkiye enerjide fosil yakıtlara bağımlılığını hızla azaltmalı.
- Ulusal hava kalitesi standartları iyileştirilmeli.
- PM2,5 için ulusal limit değer belirlenmeli ve yürürlüğe alınmalı.
- Hava kalitesi izleme çalışmaları iyileştirilmeli.
- Ağır sanayi bölgelerinde hava kalitesinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve yönetimi sistematik hale getirilmeli.
- Hava kirliliğinin sağlık etkileri saha çalışmaları ile araştırılmalı.
- Çevresel etkisi olan tüm projeler için sağlık etki analizinin de yapılması mevzuata dahil edilerek zorunlu hale getirilmeli.
- Türkiye imzaladığı hava kalitesine yönelik uluslararası sözleşmeleri uygulamalı.
- Çevresel bilgiye ulaşabilmek için bilgi edinme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi sağlanmalı.